Sürpriz sonuçların yaşandığı mahalli seçimlerin üzerinden 1,5 yıl geçti fakat muhtarlarını değiştirmesine rağmen birçok köy kronikleşen sorunlarına hala çözüm bekliyor.
Yıllardır hizmet bekleyen köylerin başlıca sorunları altyapı ve vatandaşın sabrını taşırma noktasına gelen bozuk yollar.
Hizmete aç olan vatandaş haklı olarak geçmişten gelen kronik sorunların bir an önce çözülmesini istiyor.
Üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen yolları yenilenmeyen, su ve altyapı sorunları giderilmeyen köylerde tansiyon giderek yükseliyor.
İcraat göremeyen köylüler hıncını çaresiz muhtarlardan çıkarıyor. “Bizim muhtar çalışmıyor” diye şikayet etseler de aslında kazın ayağı öyle değil.
Muhtarların bütçesi veya altında çalışan memurları yok, ağızlarından çıkacak tek bir sözle istediklerini yaptırabilecek güç ve yetkiye de sahip değiller.
Çilimli’de muhtarların köylere hizmet götürmesi kolay değil. Zaten az olan Köylere Hizmet Götürme Birliği bütçesi eşit dağıtılmıyor.
Kasabadan hallice bu ilçede yıllardır istediği gibi at koşturan bir yapı var, eğer bir muhtar bu yapıya biat etmiyorsa köyüne hizmet götürme şansı yok.
Köylere Hizmet Götürme Birliğinin faaliyet raporu bu iddiamın haklılığını gözler önüne seriyor. Çilimli’de 5 yılda 5 bin TL hizmet alamayan, yıllardır yollarının yapılmasını bekleyen köyler varken, sadece bir köye bu süreçte yarım milyon liranın üzerinde kaynak aktarılıyor.
İşte bu yazımda yatırımlardaki adaletsizliği ve başka köylerin hakkının nasıl gasp edildiğini deşifre edeceğim.
Önce aynaya bakmayı prensip edinmiş biri olarak;
- Ben kimim
- Neden buradayım?
- Ne yapmam gerekiyor?
- Nasıl yapabilirim?
İşte cevaplar.
- Ben, 83 hane, 450 nüfuslu Çilimli İlçesinin Yeniköy Köyü’nün muhtarıyım.
- Halkımın seçtiği, problemlere çözüm getirmek için görevlendirdiği kişi olarak buradayım.
- Vatandaşımın yıllardır çözüm bekleyen problemlerini çözmem gerekiyor.
- Bu problemlerin çözümü için neden yatırımın oluk gibi aktığı bir dönemden içinde bulunduğumuz bu zamana kadar çözülmediğini anlayarak işe başlarsam, bir şeyler yapabilirim.
Eğer bir köye hizmet gitmediyse o köyün muhtarı hemen “bizim muhtar çalışmıyor, gidip sorunları anlatmıyor” eleştirilerine maruz kalıyor.
İlk akla gelen cevap, öğretilen cevap bu! Fakat kazın ayağı hiç de öyle değil. Bu klişe cevap ‘’Çilimli’nin Kaderi’’ söyleminin bir parçası…
Geçmişi bilmeyen geleceğe yön veremez dedim. Aldım elime raporları… Köylere hizmet Getirme Birliği raporlarını…
Bir de bakarım ki, bizim köy yine iyiymiş. Son 5 yılda 5.000TL’lik yatırım alabilmiş bir köy ile başlayıp, 552.000TL ile son bulan 1’den 20’ye artan sıralı bir liste. Bu rakamlara doğal afet kaynaklı zaruri hizmetler dahil değil.
Bu vahim tabloyu görünce “yazıklar olsun hiç yüzünüz de kızarmıyor” dedim.
Ne dediler biliyor musunuz?
- Ağlamayana emzik vermezler…(Kahkahalar, gülücükler)
(Benim önceki muhtarım gözyaşları içinde mühür teslim etti bana! ‘‘Benim gücüm yetmedi. Allah yardımcın olsun’’dedi. Ellerinden öperim Mustafa abim. Allah doğrunun yanındadır.)
- Sende bizim guruba dahil ol!
- Daha iyi hizmet alırsın bizim gurup güçlü.
- O paralar heyelan için gelmişti.
- Bu işleri ziraat odası organize ediyor.
- Bak sakin ol, her şey bir şekilde halledilir. Biz aynı yörenin insanıyız. (Eyvallah)
- Sen daha yenisin. Bir yerin ısınsın hele…
- Yalnız kalırsın, dışlanırsın. Kimse selam verip almaz ha!
İşte sevgili hemşehrilerim, köylere eşit hizmetin önünün nasıl gasp edildiğini gözler önüne sermeye çalıştım.
Şimdi kararı siz verin, köyünüze hizmet gelmemesinin suçlusu muhtarınız mı yoksa bu kirli yapı ve onlara çanak tutanlar mı?
Yarınki yazımda muhtarlar derneğindeki bölünme ve yeni derneğin kuruluş hikayesini kaleme alacağım.